Oğuzhan Osman ALIM / Rüstem PEHLİVANLAR/HERKES DUYSUN
BURSA (İGFA) – İsrail ve Filistin arasında 7 Ekim’den bu yana süregelen çatışmalarda dünyanın gözü önünde soykırım yaşanıyor. Katliam ve mecburî göçe maruz bırakılan Filistinliler için vakit her geçen gün daralıyor.
İki ülke ortasında dönemsel ateşkes ve esir değişimi süreçleri şimdi kalıcı bir hal alamadı. Dış Siyaset Uzmanı Prof.Dr.İsmail Şahin, kalıcı ateşkes ihtimalini Herkes Duysun için tahlil etti.
“İSRAİL MİLLETLERARASI HUKUKU HİÇE SAYIYOR”
İsrail’in somut UAD kararları ve milletlerarası kamuoyunun akınlara karşı gösterdiği reaksiyon ve itirazlara karşın bildiğini okuduğunu söz eden Prof. Dr. İsmail Şahin mevcut durumu şu halde tahlil etti:
“Uluslararası hukuk, devletler ortasındaki ilgileri düzenleyen bir çerçeve sunar, makul standartlar ve prensipler belirleyerek tüm devletlerden bu kurallar dahilinde hareket etmelerini ister. Bu nedenle, memleketler arası hukukun kurallarına ve kararlara uymak, devletlerin sorumluluğundadır ve milletlerarası ilgilerin istikrarı, refahı ve sistemi için bu epey değerlidir. Milletlerarası Adalet Divanı’nın kararlarına karşın İsrail’in Gazze’deki ataklarını artırarak devam etmesi milletlerarası hukuk nazarında hem yasadışıdır hem de sorumsuzluktur. Bugün İsrail açık bir halde, bile isteye, memleketler arası topluluğun normlarına hürmet duymadığını gösterdiği üzere günahsız insanları dünyanın gözü önünde katletmekten ve onları yerlerinden etmekten çekinmiyor.”
“İSRAİL KENDİNİ DOKUNULMAZ GÖRÜYOR”
İsrail’in, memleketler arası bağları ve ilgileri nedeniyle kendisini dokunulmaz gördüğü için alınan kararlara hürmet duymadığını da söz eden Prof. Dr. İsmail Şahin, İsrail’in kelam konusu tavrını şu tabirlerle açıkladı:
“İsrail, uluslararası bağlantıları nedeniyle memleketler arası toplumun kendisini izole edebileceğine ihtimal vermiyor. Daha açık bir tabirle Rusya’ya uygulanan diplomatik, siyasi ve ekonomik yaptırımlara kendisinin de uğrayabileceğini düşünmüyor. Bu yüzden milletlerarası hukukun unsurlarına ahenk sağlamada şımarıkça ve sorumsuzca davranabiliyor. Görüldüğü üzere İsrail’e yönelik memleketler arası toplumun reaksiyonu hudutlu olduğu kadar yalnızca sivil toplum seviyesindedir. Şimdi İsrail’in yasadışı ve sorumsuz davranışlarını durdurabilmek ismine bu ülkeye ekonomik, siyasi veya askeri baskılar uygulanmamıştır. Bu baskılar, milletlerarası hukuk ihlallerinin sonuçlarına katlanması için olabilir. Bu türlü bir atmosferde İsrail’in kendi çıkarlarına ya da amaçlarına muhalif gördüğü bir ateşkese istek göstermesi hayli zayıf görünüyor.”