HDP’nin 6,5 yıldır tutuklu bulunan eski Eş Genel Lideri Selahattin Demirtaş, Edirne Cezaevi’nden avukatları aracılığıyla Medyascope’tan Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtladı. “HDP’li bakan” tartışmasından ittifaklara, Kılıçdaroğlu’nun muhtemel cumhurbaşkanı adaylığından, HDP’nin tavrına kadar pek çok hususta değerlendirmeler yapan Demirtaş’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
‘HDP’YE BAKANLIK’ TARTIŞMASI: Ben bu tartışmanın seçimlerden evvel, şimdiden yapılmasını faydalı görüyorum. Herkesin ve her bölümün eteğindeki taşları dökmesini sağladığı için âlâ oldu.
Bunun dışında, bakanlık tartışması çok da gerekli bir tartışma değil diye düşünüyorum. Mevzuyu birinci lisana getiren Gürsel Bey’in arka niyetli olmadığını, bilakis olağan olanı, olması gerekeni vicdanlı bir formda lisana getirdiğini düşünüyorum.
KÜRTLERE REVA GÖRÜLEN AŞAĞILAMA UTANÇ VERİCİ: Asıl sorunlu açıklamalar, HDP’ye bakanlık konusunda feveran edenler cephesinden yapılan açıklamalardır. Kullandıkları lisan siyaseten etik dışı, incitici ve dışlayıcıdır. Üç beş milliyetçi oyu kapabilmek için girdikleri yarış, bu bireylerin tam da özlerini yansıttı, hakikatlerini daha görünür kıldı.
Mesele elbette ki bakanlık, makam, mevki falan değil. Asıl problem milyonlarca Kürt’e reva görülen aşağılama tavrıdır. O tavrı gösterenler için utanç verici bir durum.
BÖLÜCÜLÜK YAPIYORLAR: Türkiye’yi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni tapulu şahsi mülkleri üzere gören tayfa, hangi partiden olursa olsun siyaseti zehirliyor, toplumu ayrıştırıp bölücülük yaparak kendi ceplerini doldurmanın hesabını yapıyorlar. Ortaya saçılan pislikleri de bayrakla örtmeye çalışıyorlar.
Biz yalnızca iktidarın değişmesini değil, sistemin değişmesini; hırsızın değişmesini değil, hırsızlığın bitmesini istiyoruz.
KAYYIM DARBECİLERİNDEN NE FARKI VAR: HDP de dahil tüm siyasi partiler halkın takviyesini aldıkları taktirde ülke idaresine dahil olabilirler. Kaldı ki, HDP 102 belediyede lokal idare hakkını seçimle kazanmış ve bu tarafıyla aslında ülke idaresinin kesimi olmuştur. Fakat bunu hazmedemeyen zihniyet, kayyum uygulamalarıyla halkın iradesine darbe yapmıştır. Artık “HDP’ye bakanlık asla olmaz” diye bağıran bireylerin bu kayyım darbecilerinden ne farkı var ki?
SADAKA DAĞITIR ÜZERE: Bir de bu kelamda muhalif milliyetçiler, kendilerini bakanlık dağıtım merkezi olarak görüyorlar ve sadaka dağıtır üzere bakanlık dağıtırken “HDP’ye yok” diyorlar. Hele evvel siz o bakanlık koltuğuna oturun da bir görelim. Seçimi nasıl ve kimin oylarıyla kazanıp da bakan olmayı hayal ediyorlar, merak ediyorum.
AKŞENER’E CEVAP: (İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener’in “HDP’li masada biz olmayız“ sözleri) Herkesle oturup memleketin her meselesini konuşma hamasetini ve maharetini göstermek, büyük siyasetçi olmayı gerektirir. Ülkenin geleceği hakkında kelamı ve hoş hayalleri olan siyasetçiler bu türlü konuşamazlar, konuşmamalılar. Risk almadan, tabanı ve toplumsal psikolojiyi değiştirmeden önemli sıkıntılara tahlil bulunamaz.
Tabii ki bugünün konjonktürel tansiyon ve fay sınırları hesap edildiğinde, bir de seçimin kapıya dayandığı gözetildiğinde siyasetçilerin oy telaşıyla hareket etmeleri anlaşılır olsa da stratejik açıdan kusurludur. Zira Türkiye seçimden sonra, büyük sorumluluk sahibi siyasetçilere gereksinim duyacak. Yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek konuşmakta fayda var.
CUMHURBAŞKANI ADAYI: Cumhurbaşkanlığı için ortak aday konusu diğer bir başlık olmakla birlikte, Türkiye’yi düze çıkaracak güç ne Cumhur İttifakı’nda ne de Millet İttifakı’ndadır. Asıl umut, sol ittifak olan Emek ve Özgürlük İttifakı’ndadır.
KEMAL BEYEFENDİYE HAKSIZLIK: Altılı masanın ortak bir adayı olur mu, olursa kim olur, buna elbette kendileri karar vereceklerdir. Lakin kelam konusu adayın altılı masayı da aşacak biçimde, geniş kesitlerin adayı olması isteniyorsa HDP de dahil başka tüm bölümlerle adaylık öncesi açık, şeffaf bir müzakere yürütülmesi gerektiğini HDP tekraren belirtti. Benim yahut bizim, ortak aday konusunda isim söylememiz hakikat olmaz.
Bu vesileyle bir şey söylemek isterim, Kemal Beyefendi üzerinden yahut inancı üzerinden yapılan ayrıştırıcı tartışmaları hem çok yanlış hem de kendisine haksızlık olarak değerlendiriyorum. Kaldı ki bence Sayın Kılıçdaroğlu, ülkenin neredeyse tüm temel ve tartışmalı meselelerine ait görüşlerini açıklamış durumda ve farklı toplumsal bölümlerde değerli bir takviyeye sahip olduğu görünüyor. Böylesine kamplaşmış toplumlarda, her hususa ait tahlil önerisi sunmak ve bunlar etrafında toplumu birleştirmek hiç de kolay bir iş değildir.
Ülkenin problemleri hakkında şimdi tek söz etmemiş şahısların suskunluklarının kimi anketlerde bir modül yüksek çıkması kimseyi yanıltmasın. Ülkenin son derece kıymetli meseleleri hakkında konuşmaya başladıklarında, ki aday olurlarsa konuşmaları gerekecek, kimi anketlerde görülen bu dayanak sürer mi, emin değilim.
Ben yalnızca şahsî bir gözlemimi bu halde aktarmakla yetiniyorum. Daha fazla yorum yapmam gerçek olmaz.
HDP KİLİT DEĞİL, KİLİDİ AÇACAK ANAHTAR: Aslında kilit olmayan parti yok neredeyse. Bu seçimde en küçük dayanağa sahip partiler bile kıymetli rol oynayacaktır. HDP’nin özelliği ise tabanının şuurlu, örgütlü ve birlikte hareket edebilme kapasitesi ile yüzde 15’lik belirleyici potansiyelidir.
Ben HDP’yi kilit değil, kilidi açacak anahtar olarak görüyorum. Kilitlenmiş siyasete tahlili HDP getirecektir. Yoksulluğun, işsizliğin, adaletsizliğin ve zulmün sona ermesinde HDP anahtar rolünü en gerçek halde yerine getirecektir. Buna yürekten inanıyorum. (HABER MERKEZİ)